POLİTİKA 

ZAFERE DOĞRU

Kapıdan içeri kendimi zor atıyorum.

Ve oracığa çöküyorum.

Sırtım kapıya dayalı, öylece kalıyorum.

Nefes nefeseyim.

Günlerdir koşuyorum.

Kaçıyorum demek daha doğru olur.

Kesik kesik soluyorum.

Ve korkuyorum.

Bağırış çağırışlar…

Ayak sesleri gittikçe yaklaşıyor.

Kalbim daha da hızlı atıyor.

Kapının önünde bir an duruyorlar.

Yoksa bana mı öyle geliyor?

Çığlıklar atarak geçip gidiyorlar.

Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları kapının önünden geçip gidiyorlar.

Cüppeliler, sarıklılar, aydınlık düşmanları çirkin naralar atarak geçip gidiyorlar.

Düzeysiz siyasetçiler, çirkinleşen yöneticiler geçip gidiyorlar.

Hayatlarımızı çekilmez hale getirenler, mutluluğumuzu çalanlar geçip gidiyorlar.

Sesler giderek azalıyor.

Ve sessizlik…

Nefesim normale dönüyor.

Sakinleşiyorum.

Ayağa kalkıp kapıyı açıyorum.

Kapının önünde ve beyaz bir atın üzerinde Mustafa Kemal gülümsüyor bana.

Ve arkasında silah arkadaşları…

Gülümsüyorlar bana.

Aydınlanıyorum.

Gülümsemelerinin ışıltısı sel olup yüreğime akıyor.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar